Eskilere baktığımızda baharla ilgili yüzlerce yazı var. En azından İran ve Türk destanları var. Alaska'dan Ardahan'a, Bakü'den Tokyo'ya her toplumun bir bahar ritüeli var. Bence en zevklisi Çin işi. Farklı renklerde ipek giysili insanların, davullar eşliğinde ahenkli dansı. Sırf 'bahar geliyor dansı' için aylarca büyük bir disiplinle çalışılan koreografiler, makyajlar, platformlar...
Tabiki en cafcaflısı elbette Türklerin.Mesela; Mersin'deki Toros Türkmenleri ''Mart İpliği'' adı altında ağaçlara bez bağlarlar. Ağrı ve çevresinde ise dilek tutarak, kapıları dinleyip, içerideki konuşmaları yorumlayıp dileklerinin tutup tutmayacağını anlamaya çalışırlar. Giresun'da ise Nevruz'a ''Mart Bozumu'' denir. Akarsulardan su getirilip, hayvanların üzerine serpilir. Bir de yumurta boyama vardır. Aslında Amerikan dizi ve filmlerinde duyduğumuz/gördüğümüz yumurta boyamayı Türkler yüzlerce yıl önce, diriliş gününün aksine 'bahar'ın gelişini kutlamak amaçlı boyamışlar.
M.Çağatay CEBE
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder